Şimdi, gönüllerin sultanı
olan Peygamber Efendimiz
(s.a.v.)’in namaz
hakkındaki bir kısım hadis-
i şeriflerini nakledeceğiz. Bu
hadis-i şeriflerde, namaz kılmamanın dünyevi ve
uhrevi cezalarından
bahsedilmektedir. Ancak
ilk önce şunu belirtelim ki,
amacımız korkutmak değil,
sevdirmektir; uzaklaştırmak değil,
yakınlaştırmaktır;
zorlaştırmak değil,
kolaylaştırmaktır. Ama
Müslüman bir toplumda
yaşamasına, her vakit ezanların sesini işitmesine
ve namazın kıymeti
hakkında onlarca sözü
duymasına rağmen kişi
hala namazını terk
edebiliyorsa, herhalde bu kişiye işlediği günahın
büyüklüğü anlatılmalıdır;
anlatılmalıdır ki, belki bu
korkutma onun hidayetine
bir vesile olur. Hem bizim yaptığımız şey,
sadece hakikatleri
nakletmektir. Hakikatleri
tebliğ eden ise
Peygamberimiz Hz.
Muhammed (s.a.v.)’dir. Söz O’na aittir, kelam O’nundur,
haber veren O’dur; biz
sadece tebliğcileriz. Bu
sebeple, bu makamda
nakledeceğimiz hadis-i
şeriflere bu göz ile bakmalı; hakikatleri naklettiğimiz
için bizlere kızılmamalıdır.
İnşallah bu hadis-i şerifler
gafil kafaya bir tokmak
olur ve kişinin namaza
başlamasına bir vesile olur. İbni Ömer (r.a.) rivayet
ediyor: Rasulullah sallallahu
aleyhi vesellem şöyle
buyurdu; “Namazın dindeki yeri, başın
vücuttaki yeri
gibidir.” (Mecmâü’l-Evsat, 3:154, (2313.) İmam
Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir) Ebu’d-Derda (r.a) şöyle
dedi: “Dostum Muhammed (s.a.v) bana
şöyle tavsiyede
bulundu. Parça parça
kesilsende, yakılsanda
Allah ‘a ortak koşma ve
farz olan namazı bilerek terk etme. Kim ki farz
olan namazı bilerek
terk ederse Allah ‘ın
koruması ondan
uzaklaşmıştır.” (Müsned:5/238, El-Bani Sahihi ibn
Mace:3529, Beyhaki) Abdullah bin Kurt
radıyallahu anh’dan rivayet
edilmiştir: Rasulullah
sallallahu aleyhi vesellem
şöyle buyurdu; “Kıyamet günü kul, ilk önce
namazdan hesaba çeki
lecektir. Namaz düzgün
ise diğer ameller de
düzgün olacaktır. Eğer
namaz bozuk ise diğer ameller de bozuk
olacaktır.” Taberâni, Terğib Hz. Nevfel bin Muaviye
radıyallahu anh’dan rivayet
edilmiştir: Peygamber
sallallahu aleyhi vesellem
buyurdu ki; “Kim, bir namazı kazaya
bırakırsa, sanki onun
çoluk çocuğu ve malı
mülkü elinden alınmış
gibidir.” İbni Hibban Evet dünyada kaybettiği en
ufak şeylere üzülen insan
namazı terk etmekle neleri
kaybettiğini bir bilsen. Abdullah b. Ömer (r.a.)’dan
nakledilen bir hadis-i
şerifte Efendimiz (s.a.v.)
şöyle buyurdular: “İkindi namazını kaçıran kimse
sanki ailesi ve malı
helak edilmiş kimse
gibidir.” (Camiu’l Ehadis) Ey namaz kılmayan kişi!
Sadece ikindi namazını
kılmamakla nasıl bir zarar
ettiğini anladın mı? Ailen ve
malın helak edilmiş kadar!.. Hz. Ebû Ûmâme radıyallahu
anh’dan rivayet edilen
başka bir hadis-i şerifte
Peygamber sallallahu aleyhi
vesellem şöyle buyurdu; “Allahu Teâlâ’nın bir kula iki rek’at namaz
kılması için tevfik
vermesinden daha
üstün bir şey yoktur.
Kul namazla meşgul
olduğu sürece başı üzerine iyilikler ve
hayırlar saçılır.” (Müsned) Cabir ibni Abdullah (r.a)dan
rivayet edilmiştir Efendimiz
(s.a.v.) şöyle buyurdular: “Kişiyle küfür arasında
namazın terki
vardır.” (müslim,ebu davud, tirmizi,ibni
mace,müsned) Sevban radıyallahu anh dan
rivayet edilmiştir Resulullah
s.a.v. den şöyle buyurdular: “Müslüman kul ile
kâfirlik ve iman
arasında sadece namaz
vardır, Müslüman bir
kişi namazı terk ettiği
zaman kesinlikle Allaha şirk koşmuş olur.” Bu hadisi hibetullah taberi
sahih bir isnatla rivayet
etmiştir. Cabir İbn-i Abdullah
(r.a.)’dan nakledilmiştir,
Efendimiz (s.a.v.) şöyle
buyurdular: “Cennetin anahtarı namazdır,
namazın anahtarı da
abdesttir.” (Müsned) O halde kim cennetin
anahtarını almak isterse
namazını kılsın ve o
anahtar ile cennetin
kapısını açsın. Ve namaz
kılmayan kişi de namazı terk ederek neyi
kaybettiğine dikkat etsin!.. Abdullah ibn-i Amr ibn As
(ra)’den rivayet edilmiştir:
Bir gün Rasulullah (sav)
‘namaz’dan konuştu.
Buyurdu ki: “Her kim şu beş vakit namazı
eksiksiz kılarsa namazı,
kıyamet gününde ona
bir aydınlık, hakkında
delil ve kurtuluş olur.
Her kim de bu beş vakit namazı gereği gibi
kılmazsa kıyamet
gününde Karun’la,
Haman’la, Firavun’la ve
Ubeyy ibn-i Halefle
birliktedir.” (Müsned: 2/169, Darimi: 2/301, İbn-i
Hibban: 1448) Bu hadis-i şerifin şerhinde
şöyle denilmiştir: Namaz
kılmayanın bu dört kişiden
biriyle bulunmasının sebebi
şudur: Kişi malı ile
oyalanırken namazını kılmamışsa, servet sahibi
Kârun’a benzemiştir,
onunla haşredilir. Eğer
saltanatı onu alı koymuşsa
Firavun’a benzemiştir,
onunla haşredilir. Eğer vezirliği veya idareciliği
namaz kılmasına engel
olmuşsa, vezir Hâman’a
benzemiştir, onunla
haşrolunur. Eğer namaza
ticareti mani olduysa, Mekkeli tacir Übey b.
Halef’e benzemiştir, onunla
bir arada bulunur. Ey namazın kıymetini
anlamayan nefsim! Acaba
öğlenin sıcağına
dayanamayan sen, yakıtı
insanlarla taşlar olan ateşe
nasıl sabredeceksin!? Kârun, Firavun, Hâman ve
Übey b. Haleflerin de içinde
bulunduğu kat kat artan
azaba nasıl tahammül
edeceksin!? Cenab-ı Hak Mâun
suresinde şöyle
buyurmuştur: “Veyl o namaz kılanlara ki,
onlar namazlarında
gafildirler.” Bu ayet-i kerimede geçen
“Veyl” lafzı hakkında Ata
b. Yesar hazretleri şöyle
der: “Veyl, cehennemde bir
vadidir ki, oraya dağlar
konsa hararetinin şiddetinden eriyiverirler.” İbn-i Abbas hazretleri de
şöyle der: “Veyl,
cehennemde bir vadinin
adıdır. Cehennem onun
yüksek hararetinden
Allah’a sığınır. Burası namazı vaktinde
kılmayanların meskenidir.” Yine Cenab-ı Mevla Meryem
suresinde şöyle
buyurmuştur: “Sonra onların ardından öyle
bir nesil geldi ki, namazı terk ettiler ve şehvetlerine uydular;
onlar yakında Gayya’ya
gireceklerdir.” Ayet-i kerimede geçen
“Gayya” hakkında bazı
müfessirler şöyle
demişlerdir: “Gayya”
cehennemdekilerin irin ve
yaralarının aktığı bir takım kuyulardır.” İbn-i Mesud hazretleri bu
ayet-i kerimenin tefsirinde
şöyle der: “Bu cezaya
çarptırılacak kimseler,
namazlarını tamamen terk
edenler değillerdir. Onlar namazlarını vaktinden
sonra kılanlardır.” Tabiînin büyüklerinden
Said b. El-Müseyyeb
hazretleri de şöyle
demektedir: “Bu cezaya
çarptırılacak olanlar,
namazlarını vakitlerinde kılmayanlardır. Bu halinde
ısrar eden kimse tövbe
etmeden ölürse Allah-u
Teâlâ onu ‘Gayya’ ile
cezalandırır. Gayya,
cehennemde dibi çok derin ve harareti pek şiddetli
olan bir vadidir.” Ebu Hüreyre hazretlerinden
nakledilen İsra hadisesinin
bir yerinde ise namaza
karşı ağır davrananlar
hakkında şöyle bir bahis
geçmektedir: “…sonra Nebi (s.a.v.) başları taşla
ezilip kırılan bir
topluluğun yanına
uğrar. Bunların başları
taşlarla ezilir, akabinde
başları yeniden eski durumlarına getirilir ve
işkence böyle sürer.
Peygamber Efendimiz
(s.a.v.) sorar: ‘Ey Cibril!
Bunlar kimdir?’ Cebrail
(a.s.) cevap verir: ‘Bunlar farz
namazlarına karşı ağır
davrananlardır.’” (Münzirî hadisin Hasen olduğunu
kaydetmiştir. Ayrıca bu
hadis Buharidede
geçmektedir.) Ey namazını kılmayan kişi!
Bir düşün… Namazı vakti
çıktıktan sonra kılan
kişinin cezası böyle ise,
acaba namazı hiç
kılmayanın cezası nasıldır? Bu cezalar seni
korkutmuyor mu? Yoksa
ahiretin varlığından şüphen
mi var? Ya da namazın
İslam’ın bir farzı
olduğundan mı habersizsin? Eğer namaz
kılmamaya hemen tövbe
edip namaza başlamazsan
seni ahirette ne kurtarır?
Bu azaplara nasıl
dayanırsın? Gözünü aç ve seni bekleyen azabı gör;
gör ve aklın varsa titre!.. Hz. Ömer radıyallahu
anh’dan rivayet edilmiştir:
Rasulullah sallallahu aleyhi
vesellem buyurdu ki; “Namaz dinin direğidir.” Hilyetûl Evliya, Cami’ûs Sağir Ey namazını terkeden
kişi! Namazı terk etmekle
dinini yıktığının farkında
mısın? İbni Abbas (r.a.)’dan
nakledilmiştir, Efendimiz
(s.a.v.) şöyle buyurdular: “Resulullah (s.a.v) bir
gün ashabına: “İlâhî!
Aramızdan kimseyi şaki
ve mahrum eyleme.”
diye dua ediniz dedi ve
sonra: “Şaki ve mahrum kimdir bilir misiniz?”
diye sordu. Sahabeler:
“Kimdir ya Resulallah?”
dediler. Efendimiz
(s.a.v.): “Namaz
kılmayan!” buyurdu. (İbni Hacer “Ezzevacir” /
Ebu’l-Leys Semerkandi
“Kurretü’l Uyun”) Hz. Ebû Katâde radıyallahu
anh’dan rivayet edilmiştir:
Rasulullah sallallahu aleyhi
vesellem bir hadisi kudside
Allahu Teâlâ’nın şöyle
buyurduğunu naklediyor; “Ben ümmetine beş
vakit namazı farz
kıldım. Ve kendi
kendime söz verdim ki,
kim (benim yanıma) beş
vakit namazı vaktinde kılmaya özen
göstererek gelirse, onu
Cennet’e koyacağım.
Kim de namazlara
dikkat göstermezse
Benim onun için bir sözüm yoktur” ( Ebû Dâvûd) Ey namazını kılmayan kişi
Allah’ın bu vaadini
duyduktan sonra namazı
kılmamak onu vaadinde
ittiham etmek ve bu vaadi
küçük görmek değilmi dir. Gel bu vaade kulak ver
yoksa yarın çok geç
olabilir. Hz. İbni Abbas radıyallahu
anhuma’dan rivayet
edilmiştir: Rasulullah
sallallahu aleyhi vesellem
buyurdu ki; “Kim namazı terkederse, Allah
kendisine gazab etmiş
olduğu halde O’na
kavuşur.” Bezzar, Taberâni, Mecma’uz Zevâid Ebû Hûreyre radıyallahu
anh’dan rivayet edilmiştir: Rasulullah sallallahu
aleyhi vesellem bir
kabrin yanından
geçerken, “Bu kimin
kabridir?” buyurdu.
Sahâbe-i Kiram radıyallahu anhum,
“Falancanın kabridir”
dediler. Rasulullah
sallallahu aleyhi
vesellem buyurdu ki;
“Bu kabirdeki kimseye göre iki rek’at namaz
kılmak, sizin diğer
bütün
dünyalıklarınızdan
daha sevimlidir.” Taberâni, Mecma’uz zevâid Evet iki rek’at namaz
kılmak, dünyanın bütün
mal ve mülkünden daha
kıymetlidir. Bu, kabre
girince daha iyi
anlaşılacaktır. Marifet ise bunu dünyada iken
anlamaktır. Hz. Ebû Zerr radıyallahu anh
diyor ki: Bir defasında Peygamber sallallahu
aleyhi vesellem kış
mevsiminde dışarı çıktı.
Ağaçlardan yapraklar
dökülüyordu. Bir
ağacın dalından tutunca ağacın yaprakları daha
çok dökülmeye başladı.
Rasulullah sallallahu
aleyhi vesellem, “Ey Ebû
Zerr” dedi. Ben, “Buyur
yâ Rasûlallah!” dedim. Efendimiz sallallahu
aleyhi vesellem,
“Müslüman bir kul,
Allah’ı razı etmek için
namaz kılarsa, onun
günahları şu yaprakların, bu ağaçtan
döküldüğü gibi
dökülür.” Müsned’i Ahmed Hz. Aişe radıyallahu
anhadan rivayet edilmiştir:
Peygamber sallallahu aleyhi
vesellem sabah namazının
iki rek’at sünneti hakkında
şöyle buyurdu; “Şüphesiz iki rek’at bana bütün
dünyadan daha
sevgilidir.” Müslim Ebu Hureyre (ra)’den
rivayet edilmiştir:
Rasulullah (sav) buyurdu
ki: “Adem oğlu secde ayetini okuyup secde
ettiği zaman şeytan
ağlayarak uzaklaşır ve
şöyle der: Helak oldum.
Adem oğlu secde
etmekle emrolundu da secde etti ve cennet
onun oldu. Halbuki ben
de secde ile
emrolunmuştum fakat
ben secde etmekten yüz
çevirdim. Artık ateş benim içindir.” (Sahih-i Müslim: 81 rivayet
edilmiştir) Ey günde beş defa namaz
ile emrolunan kişi unutma
ki iblis bir defa secdeden
yüz çevirmekle lanetlendi
ve cenneten kovuldu. Peki
biz beş vakit namazı terk edersek acaba sonumuz ne
olur? Hz. Ebû Fâtıma radıyallahu
anh’dan rivayet edilmiştir:
Diyor ki; Peygamber
sallallahu aleyhi vesellem
bana, “Ey Ebû Fâtıma! Sen eğer (ahirette)
benimle buluşmak
istiyorsan secdeleri
çoğalt (yani bol bol
namaz kıl.)” Müsned’i Ahmed Ey namazını kılmayan kişi
peygamberin kızına yaptığı
bu nasihate kulak ver.
Peygamberin kızı bile
ahirette onunla beraber
olmak için secdeleri çoğaltmak yani çok namaz
kılmak zorunda iken,
namazı terk etmekle nasıl
bir akıbetin bizleri
beklediğini bil ve ayıl. Namaz hakkında Ayet-iAnasayfa